Zâhirden Bâtına;Ebu Talib el-Mekki'nin Bilgi Anlayışı Çerçevesinde Dini İlimlerin Gelişimi ve Tasavvuf
Boyut:
135-210-
Sayfa Sayısı:
208
Baskı:
1
Basım Tarihi:
2025-12-26
Kapak Türü:
Karton
Kağıt Türü:
Kitap Kağıdı
Dili:
Türkçe
Kategori:
%20
indirimli
275,00
220,00
Havale/EFT ile:
217,80
Temin süresi 3 gündür.
9786258724103
387299
https://www.marufkitap.com/zahirden-batina-ebu-talib-el-mekkinin-bilgi-anlayisi-cercevesinde-dini-ilimlerin-gelisimi-ve-tasavvuf
Zâhirden Bâtına;Ebu Talib el-Mekki'nin Bilgi Anlayışı Çerçevesinde Dini İlimlerin Gelişimi ve Tasavvuf
220.00
Giriş, dört bölüm ve sonuçtan oluşan bu çalışmada Ebû Tâlib el-Mekkî'nin
(ö. 386/996) bilgi anlayışı çerçevesinde tasavvufun dinî ilimler
arasındaki yeri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Ebû Tâlib el-Mekkî,
erken dönem tasavvuf tarihinin önde gelen müelliflerinden biri olarak,
Kûtü'l-Kulûb adlı eserinde tasavvufun gelişim seyrini hadis, fıkıh,
kelâm, tefsir gibi diğer din ilimlerine ve bid‘at olarak tavsif ettiği birtakım
zümrelere yönelik eleştirisi üzerinden anlatmaktadır. Bu çerçevede
Mekkî, tasavvufun Hz. Peygamber'den beri var olan bir “ilim” olduğunu,
çeşitli isimler aldığını ancak hiçbir zaman bu ilmin hedefinin
değişmediğini dile getirmekte ve daha sonra teşekkül eden diğer dinî
ilimler için tasavvufun asıl mesabesinde olduğunu öne sürmektedir. Bu
çalışmada Ebû Tâlib el-Mekkî'nin bilgi anlayışı, çeşitli başlıklar altında
tasnif edilecek ve onun tasavvuf anlayışının oluşmasında nasıl bir etkiye
sahip olduğu soruşturulacaktır.
Çalışmanın ilk bölümünde Mekkî'nin bilgi anlayışı ile bilgiyi elde etme
vasıtaları ve yöntemi hakkındaki düşünceleri ortaya konulmuş, böylelikle
Mekkî'nin, tasavvufun ilim olarak tedvin edilme sürecine katkısı
tespit edilmiştir. İkinci bölümde, Kûtü'l-Kulûb'den hareketle Mekkî'nin
ilim tasnifleri tespit edilmiştir. Yine bu bölümde, çalışmanın asıl konusu
olan Mekkî'nin din ilimlerine yönelik eleştirisi hakkında genel bir
çerçeve sunulmuştur. Bu kapsamda Mekkî'nin, din ilimlerini temelde
“selef tarafından bilinen” ve “sonradan ortaya çıkan” olmak üzere iki
kısımda ele aldığı görülmüştür. Üçüncü ve dördüncü bölümde ise genel
itibariyle Mekkî'nin, Serrâc ve Kelâbâzî gibi erken dönem sûfîleri ile ortak
yönlerine değinilerek hicrî IV. asra hâkim olan tasavvuf anlayışı ve
Mekkî'nin tasavvuf ilmi hakkındaki kanaati ele alınmıştır. Bu çerçevede
özellikle tasavvufun kaynakları, tasavvuf âdâbı, semâ‘, vecd, mûsiki,
şatahât gibi konularda sûfîlerin görüşleri ile Mekkî'nin yakîn ilmi ve
makamları hakkındaki düşüncelerine yer verilmiştir.
Giriş, dört bölüm ve sonuçtan oluşan bu çalışmada Ebû Tâlib el-Mekkî'nin
(ö. 386/996) bilgi anlayışı çerçevesinde tasavvufun dinî ilimler
arasındaki yeri ortaya konulmaya çalışılacaktır. Ebû Tâlib el-Mekkî,
erken dönem tasavvuf tarihinin önde gelen müelliflerinden biri olarak,
Kûtü'l-Kulûb adlı eserinde tasavvufun gelişim seyrini hadis, fıkıh,
kelâm, tefsir gibi diğer din ilimlerine ve bid‘at olarak tavsif ettiği birtakım
zümrelere yönelik eleştirisi üzerinden anlatmaktadır. Bu çerçevede
Mekkî, tasavvufun Hz. Peygamber'den beri var olan bir “ilim” olduğunu,
çeşitli isimler aldığını ancak hiçbir zaman bu ilmin hedefinin
değişmediğini dile getirmekte ve daha sonra teşekkül eden diğer dinî
ilimler için tasavvufun asıl mesabesinde olduğunu öne sürmektedir. Bu
çalışmada Ebû Tâlib el-Mekkî'nin bilgi anlayışı, çeşitli başlıklar altında
tasnif edilecek ve onun tasavvuf anlayışının oluşmasında nasıl bir etkiye
sahip olduğu soruşturulacaktır.
Çalışmanın ilk bölümünde Mekkî'nin bilgi anlayışı ile bilgiyi elde etme
vasıtaları ve yöntemi hakkındaki düşünceleri ortaya konulmuş, böylelikle
Mekkî'nin, tasavvufun ilim olarak tedvin edilme sürecine katkısı
tespit edilmiştir. İkinci bölümde, Kûtü'l-Kulûb'den hareketle Mekkî'nin
ilim tasnifleri tespit edilmiştir. Yine bu bölümde, çalışmanın asıl konusu
olan Mekkî'nin din ilimlerine yönelik eleştirisi hakkında genel bir
çerçeve sunulmuştur. Bu kapsamda Mekkî'nin, din ilimlerini temelde
“selef tarafından bilinen” ve “sonradan ortaya çıkan” olmak üzere iki
kısımda ele aldığı görülmüştür. Üçüncü ve dördüncü bölümde ise genel
itibariyle Mekkî'nin, Serrâc ve Kelâbâzî gibi erken dönem sûfîleri ile ortak
yönlerine değinilerek hicrî IV. asra hâkim olan tasavvuf anlayışı ve
Mekkî'nin tasavvuf ilmi hakkındaki kanaati ele alınmıştır. Bu çerçevede
özellikle tasavvufun kaynakları, tasavvuf âdâbı, semâ‘, vecd, mûsiki,
şatahât gibi konularda sûfîlerin görüşleri ile Mekkî'nin yakîn ilmi ve
makamları hakkındaki düşüncelerine yer verilmiştir.
Yorum yaz
Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.